Ben şahsen insanın özgürlüğü taraftarıyım. Yaşamayı seven birisi nasıl destekleniyorsa yaşamak istemeyen birisi de kendi kararları doğrultusunda desteklenmelidir bence. Bu bir seçimdir, insanın kendi özgür iradesiyle düşünüp tarttığı veya üzerinde bir dakika bile düşünmediği, bir karardır. İnsan eğer ki kendi ayakları üzerinde durması beklenen, akıllı, sorumlu bir yaratıksa, acizler dışında, kendi hareketlerini de-kendisi sorumlu tutulmak üzere- elbette seçme ve gerçekleştirme hakkına sahiptir. Yargılamak kimin neyine?
Uzun zamandır yaşadığım ruh halim, beni çoğu zaman kıyıya kadar götürüp de ikilemlerin başarısızlıklara sebep olduğu bir hale sokmuştur. Ölüm beni çağırır, ama gönlümden hayatımdakilere zincirliyimdir. Tam o zinciri koparır tek bir birey olurum, ölümü ben çağırırım; bu sefer elim tutmaz, nişan aldığım noktadan vuramam kendimi, ıskalarım ölümü. Biliyorum istikrarlı denemelerim olmadı, ancak bu yine de denemeye devam etmediğim anlamına gelmez. Hatta devam etmeyeceğim anlamına da gelmez. Bu sıralar sadece bir süreliğine ertelemiş bulunmaktayım. Çünkü hayatımda çok fazla sorumluluk bağım var. İnsanlar ne halde olduğumu bilmeden, önemsemeden sürekli talep etme eğilimindeler. Bense hayır diyemeyen bir zavallıyım. Kendim için bir anlamım yok, bari başkaları için bir şeyler yapayım anlayışıdır belki bilinçaltımda yatan, ben bilemem.
....
Karanlık ormanda ayın ışığı sis yüzünden sanki etrafı daha da görünmez kılıyordu, sessizliğin bile sesinin duyulacağı derecede durgundu her yer, herkes, her şey... adım attıkça ben, geride bıraktığım cesetler sanki daha da asılıyorlardı paçalarına pantolonumun. Hatta sanki her bir bağcıkla beni bağlamışlardı kendilerine, bütün bu ağırlığa rağmen çok fit olmayan bu bedeni nasıl hareket ettiriyordum işte bu ilginçti benim için, yeniydi.